GALATASARAY’DA KAYIP GECENİN ANATOMİSİ
Galatasaraylılar… Ve Haber 1905’in çok kıymetli, her daim futbola gönülden bağlı izleyicileri…
Bu satırlar, Union Saint-Gilloise’a 1-0 kaybedilen gecenin ardından, soğumayan bir yüreğin içinden çıkıyor. Aslında maç daha başlamadan işaretleri belliydi. Günlerdir yaptığımız yayınlarda dile getirdiğimiz o endişe, korku, tedirginlik… Ne yazık ki sahada kendisini birebir gösterdi.
EKSİKLERİN GÖLGESİNDE BİR MAÇ
Galatasaray, sahaya adeta eksik bir kıtlık döneminin takımı gibi çıktı.
Lemina yok… Osimhen yok… Singo yok… Eren yok…
Liste uzuyor, kalite düşüyor, kadro daralıyor.
İlkay Gündoğan ise sakatlıktan dönmesine rağmen yalnızca yürüdü. Orta sahayı eksilten, tempodan düşüren, takımı tek bir hamlede geriye çeken bir İlkay vardı sahada. Onunla eşleşen Lero Sane de beklenen kıvılcımı yakamadı. Shalay temposuz, Ikardi yanlış ritimde, Yakobs ise sakatlığa kurban…
Özetle, aksilik zinciri aynı dakikada, aynı sahnede birleşti.
ORTA SAHASI OLMAYAN BİR TAKIM
İlk yarı sahaya bakan herkes aynı cümleyi kurdu:
“Galatasaray 11 kişi değil, 9 kişi oynuyor.”
Çünkü İlkay ve Yakobs oyunda yoktu. Top süremeyen, pas veremeyen, üçgen kuramayan, baskı yapamayan bir İlkay…
Tam yedi başlıkla tanımlanabilecek eksik bir profil.
Ve buna rağmen 96 dakika sahada kaldı!
“Yedekte kimse yoktu” cümlesi artık bir mazeret değil.
Arda girdi, mücadele etti, ikinci sarı hatalıydı belki ama en azından çabaladı.
Gençler çırpınmaya hazırken, sahada yürüyen bir oyuncuyla ısrar etmek… İşte eleştirinin merkezinde bu var.
OKAN BURUK’UN DOKUNAMADIĞI MAÇ
Galatasaray bu akşam maçı oynamadı, maçı izledi.
Bu cümle ağır belki… Ama gerçek.
Dakika 60…
Pozisyon yok, tempo yüksek, maç ortada.
Ve hâlâ sıfır hamle, sıfır risk…
Ahmet Kutucu bir taktik deha hamlesi olduğu için değil, koşabileceği, baskı yapabileceği, takıma nefes aldırabileceği için oyuna girebilirdi.
Formasyon değişikliği yapılabilirdi.
352’ye dönülebilirdi.
Kanatlar yeniden şekillenebilirdi.
Gençler oyuna atılabilirdi.
Ama 90. dakika olduğunda hâlâ “bir şey değişir mi?” umuduyla bakılan, dokunulamamış bir maç vardı karşımızda.
YORGUN VÜCUT, BİTKİN ZİHİN
Şu gerçeği kabul edelim:
İkardi, İlkay, hatta bazı anlarda Sane… Şampiyonlar Ligi temposunda değillerdi.
Ve bu normal.
Ama normal olmayan, ısrarla bu oyuncularla maçı bitirmeye çalışmak.
Topu ileri götüremeyen, pres yapamayan, savunmayı bile karşılarken zorlanan bir takım…
Daha da kötüsü, hamlesiz bir kenar yönetimi.
Ahmet girerdi, Barış farklı pozisyona çekilirdi, Torreira-Sara ikilisinin yanına genç kan eklenirdi…
Ama olmadı.
Bu maç kaybedilirken, sadece rakibe değil, kendi tercihlerimize de yenildik.
GEÇEN SEZONUN KÂBUSU GERİ Mİ DÖNÜYOR?
Geçen sene de aynı dönem…
AZ Alkmaar mağlubiyeti, Malmö kabusu, Ajax travması…
Kasım ve Aralık ayı gelip çattığında, aynı hikâyenin farklı versiyonlarını yaşıyoruz.
Bu kez de sahada bir inançsızlık vardı.
Sanki herkes “Biz bu maçı kaybederiz” hissiyle oynamış gibiydi.
Üstelik bu yalnızca maç değil, kadro mühendisliği meselesi.
Üç kulvarda yarışıyorsan, yedekte 3-5 milyon euroluk genç bir orta saha bulundurursun.
Forvet desteğini sezon başında alırsın.
Barış’ın transferi için 15 gün uğraşırken, kulübün asıl ihtiyacı olan mevkilere yatırım yapılmıyorsa…
İşte tablo böyle olur.
HAKEM OPERASYONU GECENİN TUZU BİBERİ
Kötü oynayan bir takım vardı.
Ama bir de üstüne hakem performansı eklendi.
Rakibin iki kırmızı kartı es geçildi.
Galatasaraylılara pat diye sarılar çıktı.
Union SG’nin golünü atan oyuncu Uğurcan’ın ayağına basıyor, özür diliyor, kabul ediyor… Hakem “devam” diyor.
UEFA’nın bu maça atadığı hakemin yönetimi, sadece kötü değil, şüpheli derecede kötüydü.
Operasyon kokusu, kararların tutarsızlığı, oyunun bozulması…
Tüm bunlar zaten zorlanan Galatasaray’ı sahada daha da güçsüz bıraktı.
DERBİYE DOĞRU ÇALAN ALARM ZİLİ
Şimdi sorulması gereken soru şu:
Galatasaray bu hâliyle derbiye nasıl gidecek?
Osimhen döner mi?
Lemina hazır olur mu?
Sağ bek yok, Yakobs’un durumu belirsiz, orta saha temposuz…
Bu kadro bu hâliyle derbide ağır bir skor riski taşıyor.
Evet, Galatasaray 24’e kalacak.
Evet, Şampiyonlar Ligi’nde bu kayıp telafi edilebilir.
Ama oynanan oyun, yapılmayan hamleler, aynı hataların tekrarı artık çözülmesi gereken büyük bir sorun.
Ve son cümle…
Bu akşam Galatasaray hem oyundan, hem yönetimden, hem VAR’dan, hem hakemden kaybetti.
Derbiye gidilirken tüm camianın tek bir dileği var:
Allah yardımcımız olsun.
Sevgi ve saygılarımla
HABER 1905