Artık kuzeye de gider, 24'e de

Galatasaray için Avrupa'da uzun zamandır en çok konuşulan şey, kuzey takımlarına karşı diş geçirememesiydi. Kondisyon anlamında çok diri olan, genç ve dinamik ekiplere karşı Galatasaray, genelde negatif skorlar alıyordu ancak Bodo/Glimt maçıyla işleri tersine çevirdi. Bunun en büyük nedeni de önceki maçlara göre belli bölgelerdeki fizik-kondisyon farkı.

Forvette rakibe karabasan gibi çöken Osimhen var en önemlisi, Osimhen oyundan çıkana kadar Bodo, savunmadan öyle kolay kolay öne çıkamadı. Pres oyununa uygun isimlerin sahada olması, fizik anlamında takımın ezilmemesi ve bir önemli detay daha; takımın seri olan bekleri.

Galatasaray'ın bekleri, kuzey takımlarıyla yapılan önceki maçlara göre hız-kondisyon anlamında çok çok daha yüksek seviyede. Düşünün ki bir de Singo sakattı, Singo olsa Bodo sağ taraftan o kadar da gelemezdi.

Ancak şunu belirtelim; yedekler oyuna girdiğinden itibaren Galatasaray oyundan düştü. Kanatlarda yine birbirini tamamlayacak şekilde pres oyununa uygun isimler var mesela, İlkay döndüğünde 1 ismi yedeğe çektiğinizde yine aynı tempoyu yakalayabilirsiniz değişikliklerle ama Osimhen ve Lemina çıkar çıkmaz takımın pres gücü net düştü, Bodo rahat rahat çıkmaya başladı. İlk 24 senaryosunda hocanın düşündüğü 6/8 transferini ve yedek forvet işini kesin yapmalı Galatasaray.

Sarı-kırmızılı ekip 3 maçta puanını 6 yaptı, dahası da gelir. Şimdi en kısa sürede 6 puan daha toplayıp puanını 12'ye yükseltmesi ve bir nevi ilk 24'ü garantilemesi gerekiyor Galatasaray'ın, ilk 24'ü garantiledikten sonra ilk 8 işini de bir yandan kovalamaya devam edersiniz daha rahat kafayla. Bana sorarsanız Galatasaray sakatlık belasından uzak durduğu sürece bu istek ve bu oyunla ilk 24'e her türlü girer, ilk 8 şansı da var...

Sevgi ve saygılarımla

KAĞAN DURSUN